Kredi kartı yanına almış olduğu ek sözcükler ile anlam değiştirebilen bir şeydir. Örnek olarak kart sahibi, kart mağduru, kart taksidi vb…
Kredi kartı elinize geçmiş olduğu ilk anda almak istediklerinizin, ödemeye çalışmakta olduğunuz borçlarınızın bitmesidir… mi acaba?
Aslında gerçek olan büyük sorun bu küçük dikdörtgen ufaklık ile tanıştığınız anda başlar. Tabi ne olduğunu ve nasıl kullanmanız gerektiğini bilmezseniz. Harcamak ve kullanmak çok zevklidir. Lakin şu ünlü son ödeme tarihi yaklaşmaya başladıkça ilk önce ufaktan sıkılmaya başlarsınız. Nasıl olsa daha bir hafta v.b var dersiniz. Sonrasında ise o sıkıntı büyümeye devam eder. Geceleri doğru düzgün uyuyamaz, rüyanızda da sizin arkadaşınız olmuş olan küçük kartınız dev gibi olup sizi kovalamakta olan kabusunuz olur. Bu niçin kaynaklanmakta? Kredi kartının gerçek olarak ne olduğunu bilmemekten dolayıdır. aslında bildiğiniz halde o büyünün cazibesine kapılmak.
Ben kredi kartımı düzenli olarak ödüyorum diyebilen yok mu?? Elbette ki var. İşte bu cümleyi kurmakta olan kişi bilinçli kullanıcıdır. Kredi kartını bir yakın dostundan, çevresinden borç alarak vermiş olduğu sözü tutup geriye vermiş olduğu gibi ödenmesi gerektiğini bilmektedir.
Çevrenizden ne kadar borç alabilirsiniz? Tabiikide ödeyebileceğiniz kadar alabilirsiniz.. Borcunuzu Ödemediğiniz de ne olur. “Ay çevreme rezil olurum”. İşte kartınızı da bu mantık ile kullanmalısınız. Sonunda yalnızca rezil olmakla kalmazsınız. Çok daha kötü olan sonuçlar ile karşılaşabilirsiniz. Sonuç itibari ile karşınızda abiniz, teyze kızınız yada Ali amca bulunmuyor. Özel sektör ya da devlete bağlı bir kurum bulunuyor. Ya bilinçli bir kullanıcı olmalısınız ya da bu ufaklıktan olabildiğince uzak durmalısınız. Önce kendi yağınız ile kavrulmayı bir deneyin. Yaşam ve geçinmek çok zor ancak kart sahibi olmak daha da zor bunu unutmayın.